TÜİK İşsizlik Verileri Doğru (mu?), Peki Yanlış Olan Ne?

T

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ağustos ayı için Türkiye’deki işsizlik oranını açıkladı. Verileri incelediğimizde işsizliğin geçen yılın aynı ayına göre 0.8 puan azalarak %13.2 olduğunu görüyoruz. Yani işsiz sayımız 456 bin kişi azalarak 4 milyon 194 bin olmuş. İnsanlık olarak ekonomik açıdan oldukça zor bir dönemden geçerken (azalan talep sonucu üretimin yavaşlaması, ekonomik belirsizlikler ve ileriyi görememe, iş yerlerinin kapanması) biz işsizlik oranını düşürmeyi nasıl başardık? Bu sorunun cevabı işsizlik oranının hesaplanmasında kullanılan formülde saklı.

TÜİK işsiz sayısını ve işsizlik oranını hesaplarken Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (İLO) standart hesaplama yöntemini kullanıyor. BURAYA tıklayarak İLO üyesi ülkelerin İLO standartlarına göre hesaplanmış işsizlik oranlarını, istihdam-nüfus oranlarını, çalışanların ortalama aylık kazançlarını inceleyebilirsiniz. Türkiye Uluslararası Çalışma Örgütü’ne üye ülkelerden birisi olduğu için güncel Türkiye verilerini de görme şansımız mevcut. İLO’nun yaptığı ve uluslararası kabul gören işsizlik tanımında 15 yaş ve üzerindeki kişilerin işsiz sayılabilmesi için karşımıza 3 kriter çıkıyor:

  • Son 4 haftada ücretli-ücretsiz hiçbir işte çalışmamak
  • Son 4 hafta içinde iş aramış olmak (Bu süre eskiden 3 aydı ancak 2014 yılında Eurostat iş arama kriterleri baz alınmaya başlandı)
  • İş başı yapmaya hazır olmak (2 hafta)

Yani bu tanıma göre son 4 haftada iş aramamış birisi veya son 4 hafta içinde 1 gün karın tokluğuna başkasının yanında çalışmış birisi işsiz sayılmıyor. Verdiğim bilgiler ışığında TÜİK 2020 Ağustos verileriyle 2019 Ağustos verilerini karşılaştıracağım (Tabloyu üstünkörü inceleyip yazının sonunda tekrar bakmanız konuyu anlamanızı kolaylaştıracaktır).

Ağustos Ayı İşsizlik İstatistikleri2019/2020
(Bin Kişi)2019 Ağustos2020 Ağustos
Nüfus (+15 yaş)61.59162.730
İş gücü33.18031.749
İstihdam28.52927.554
Çalışmaya hazır olanlar2.2484.083
Geniş İş gücü35.42835.832
Resmi İşsiz Sayısı4.6504.194
Geniş İşsiz Sayısı 6.8988.277
Resmi İşsizlik Oranı (%)14.013.2
Geniş İşsizlik Oranı (%)18.423

Tabloya baktığımızda geçen yılın aynı ayına göre istihdamın azaldığını (yaklaşık 975 bin kişi) görüyoruz. Fakat yazının başında da belirttiğimiz gibi işsiz sayımız da azaldı (yaklaşık 456 bin kişi). Peki bu nasıl oluyor, hem çalışan hem çalışmayan sayısı nasıl aynı anda azalabilir? Kilit nokta tablodaki “Çalışmaya hazır olanlar” kısmı. Bu kategoriye son 4 hafta içinde hiç çalışmamış ve iş aramamış fakat çalışmaya hazır olanlar giriyor. Çalışmaya hazır olanların sayısını TÜİK her ay işsizlik oranlarıyla birlikte açıklasa da ana tabloda yer vermediği için genellikle gözden kaçıyor (benim tablomda mevcut). Sadece Türkiye değil, İLO standartlarına uygun şekilde işsizlik oranlarını tespit eden diğer ülkelerde de bu bölümde yer alan insanlar işsiz kategorisine dahil edilmiyor. Buradaki problem ölçme metodunun kötü olmasından değil Türkiye şartlarına uygun olmamasından kaynaklanıyor. Türkiye’deki işsizler gelişmiş ülkelerdeki işsizlere göre gittikçe daha umutsuz oldukları için daha az iş başvurusu yapıyor ki bu da onların işsiz kategorisinden çıkmalarına neden oluyor.

Resmi işsizlik oranları Türkiye gerçeğini yansıtmıyorsa gerçek işsizlik oranlarını nasıl öğreneceğiz? Tam sayı veremesek de Türkiye’deki gerçek işsizliği tahmin edebiliriz. Resmi işsizlik miktarını ve çalışmaya hazır olanları toplarsak gerçeğe yakın bir veri elde etmiş oluyoruz. Bu hesaplamaya göre Türkiye’de Ağustos 2020 geniş işsizlik oranını %23, geniş işsiz sayısını ise 8.2 bulmuş olacağız.

Sonuç olarak TÜİK’in mevcut durumda kullandığı işsizliği hesaplama metodu teorik olarak doğru. Ancak işsiz kategorisinde sayılmayan insanların sayısı her geçen gün arttıkça resmi işsizlik oranı Türkiye’nin durumunu yansıtmaktan uzaklaşıyor. Türkiye’nin ve halkın durumunu yansıtmayan veriler teoride doğru olsalar da gerçeği yansıtmadıkları için değersiz rakamlar olmaktan öteye gidemiyor.

Yazar Hakkında

Ata Tekin

2 Yorum

Yazar: Ata Tekin

Bu İnternet Sitesi Hakkında

Değerli okuyucu, paylaştığım her şeyde kendimden bir parçayı sana veriyorum. Bu parçaların hayatında fark yaratması dileğiyle...